İnsan her şeyden kaçabilir ama vicdanından kaçamaz.
Zaman geçer, yollar ayrılır, insanlar uzaklaşır…
Ama yarım kalan helallikler, insanın içinden hiç gitmez.
Çünkü helalleşmek, sevgi meselesi değil; insan kalabilme meselesidir.
Hayat Kısa, Hesap Uzun
Hayat çoğu zaman uzunmuş gibi yaşanır.
Oysa bir sabaha uyanamamak, bir cümleyi yarım bırakmak, bir vedayı eksik yaşamak; sandığımızdan çok daha yakındır.
Ölüm uzak bir ihtimal değil, her an kapımızda duran bir gerçektir.
Bu yüzden ertelenen her helallik, insanın omzuna yük olur.
İnsanlar helallik almayı çoğu zaman gurur meselesi yapar.
“Ben haklıyım” cümlesi, vicdanın önüne geçer.
Oysa haklı olmak, her zaman hak helal ettirmek anlamına gelmez.
Birini bilerek ya da bilmeyerek kırmış olmak,
Bir sözle incitmiş olmak,
Bir suskunlukla zarar vermiş olmak…
Bunların telafisi, ancak helallik istemekle mümkündür.
İnsanı asıl ürküten soru budur:
“Ya helallik alamazsam?”
Bir gün ulaşamadığın bir telefon,
Cevapsız kalan bir mesaj,
Toprağın altına taşınmış bir insan…
İşte o an, geç kalınmış bir helallik, vicdanın en ağır yüküne dönüşür.
Helalleşmek, affedileceğini garanti etmez.
Karşı taraf hakkını helal etmeyebilir.
Ama önemli olan, insanın üzerine düşeni yapmış olmasıdır.
Helalleşmek, karşılık beklemeden yapılan bir yüzleşmedir.
Sonuç değil, niyet ve cesaret önemlidir.
İnsan hep zamana güvenir.
Ama zaman kimseye borçlu değildir.
Bugün helallik alabileceğin biri,
Yarın hayatta olmayabilir.
Ya da sen olmayabilirsin.
İnsan, kırdığını bildiği kalplerle yaşadıkça ağırlaşır.
Helallik almak, bu ağırlığı azaltır.
Helalleşmek, insanı haklı değil ama huzurlu yapar.
Helalleşmek için sevgi gerekmez.
Helalleşmek için yakınlık gerekmez.
Helalleşmek için sadece vicdan ve cesaret yeterlidir.
Hayat kısa, yol belirsiz, son ani..⭐⭐⭐
📝 Yorum Yap